Umut
Benim çığlığımla Aysel Hanım çocuğun önüne geçti ama çocuk o kadar iri yarı ki kapatmak ne mümkün!O an ki refleks ve utançla hemen gözlerimi kapattım ve sinirle odadan çıktım.Merdivenden aşağıya indiğimde Aysel Hanım peşimden gelmişti bile. ''Toprak'cığım ben gerçekten özür dilerim.Aral'ın odada olduğundan haberim yoktu.Bir daha böyle bir şeye şahit olmaya...'' Aysel Hanım büyük bir üzüntüyle konuşurken sözünü kestim. ''Bakın özür dilemesi gereken benim.Birden gelip düzeninizi bozdum.O yüzden şimdi gitmem gerek.Her şey için teşekkürler.'' sert bir şekilde konuşmuştum.Bunu nasıl yaptım bilmiyorum ama kelimeler ağzımdan istemsiz bir şekilde dökülmüştü.Ben hiç böyle sert ve duygusuz konuşmamıştım ki kimseyle.Sanırım etrafıma buzdan duvarlar örmeye başladım.Bunun iyi olup olmadığına karar veremiyorum ama buzdan duvarların etrafımı sarmasını engellemeyeceğimi çok iyi biliyorum.Kafamda ki düşüncelerle boğuşurken Aysel Hanımın dediklerini anlamıyordum bile.Ama bir ses dikkatimi çekti.Hızla kafamı çevirip baktım.Adının Aral olduğunu hatırladığım çocuk yüzünde alaycı bir gülümsemeyle ''Anne bırak gitsin,hem ben odayı fazla beğendim.Bu küçük kız çocuğuyla aynı evde yaşama fikri hiçte iyi değil.Odayı sahiplenmekten büyük zevk duyarım.'' Aral'ın beni evde istemediğini belirten sözlerinin haricinde kafamda yankı yapan tek şey 'küçük kız çocuğu' oldu.Bu çocuk benimle dalga mı geçiyor? Nerdeyse benimle aynı yaşta duruyordu.Neden erkekler bu kadar ukala olmak zorunda? Aysel Hanımın sözleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. ''Saçmalamayı kes Aral.O oda Toprak'ın.Ve artık bizimle yaşayacak.'' Kafamı iki yana olumsuz anlamda sallayıp valizlerimi almaya yeltendim.Aysel Hanım masum gözlerle bana bakarak ''Lütfen Toprak kırma beni.Hem yakında üniversteye başlayacaksın.Senin için iyi bir üniversite bulduk bile.Kırma beni lütfen.Gidersen Kemal amcan da çok üzülür.'' Aysel Hanımın acıtasyon dolu sözlerinden çok Aral'ın gitmem için gözlerimin içine bakması kalmamı sağladı.Bu çocuğun benimle derdi ne? Daha beni tanımıyor bile.Ve ne kadar inatçı olduğumu da bilmiyor.Elime aldığım valizi bırakarak başımı aşağı yukarı olumlu anlamda salladım.Aysel Hanım büyük bir sevinçle yüzüne kocaman bir gülülmseme yerleştirdi.Gerçekten çok güzel gülüyordu.Aysel Hanım hizmetçiye valizleri almasını söylerken yukarı çıkmaya başladık.Aral ise sinirlenip çoktan yukarıya çıkmıştı bile.Odaya girdiğimizde Aral odadan eşyalarını topluyordu.İnanmıyorum eşyalarını mı yerleştirmiş? Bu odayı gerçekten sevmiş olmalı.Her ne kadar onu sinir etmek hoşuma gitsede sonuçta ben bu eve sonradan gelmiştim ve kimsenin düzenini bozamazdım.Aysel Hanıma dönerek ''O burayı gerçeten sevmişe benziyor.Ben başka bir oda da kalabilirim.'' sözümü tamamladığımda Aral'ın sessiz kahkasını duydum. Eşyalarını eline alıp bana yaklaştı gözlerimin içine bakarak ''Bu kadar iyi olma küçük kız.Gözlerimi yaşartıyorsun.'' ne dediğini anlamayarak arkasından bakakaldım.Sanırım daha şimdiden bir düşman kazanmıştım.Ve yine bana küçük kız demişti.''Ben küçük falan değilim.'' diye bağırmak isteyen iç sesimi susturup Aysel Hanımın sözlerine kulak verdim. ''Sen Aral'a aldırma Toprak.O biraz huysuz bir çocuktur.Ve oda konusuna gelirsek,bu oda senin itiraz istemiyorum.Eğer beğenmediysen değiştirebiliriz.Şimdi dinlen biraz.Bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeterli.'' diyerek odadan çıktı.Sonunda yalnız kalmıştım.Birden aklıma Cem Adrian'ın sözü geldi ''Ve yalnızlık...Zavallı bir özgürlük.'' Zavvallı bir özgürlük ve ben..Ne kadar uyum sağlıyorduk birbirimize.Sanırım şu sıralar daha da yalnız hissediyorum.Yatağa uzanıp cenin pozisyonunda yattım.Acaba annemle babam şuan beni düşünüyorlar mıdır? Gerçekten sevselerdi parayı bahane ederek beni bırakmazlardı diyerek onları düşünmeyeceğime dair kendime söz verdim.Kendime verdiğim sözleri tutan bir insandım.Bu sefer de öyle olacaktı.Gözümden akan bir iki damla yaşa engel olamadım.Daha fazla ağlamaya ihtiyacım vardı.Yani daha fazla Cem Adrian...Hemen kulaklığı takıp ''Dün Gece Bir Rüya Gördüm Anne'' şarkısını açıp dinlemeye başladım.Daha fazla düşünmeyip kendimi müziğe bıraktım.Uyandığımda saat yediydi.2 saat uyumuştum yani.Valizlerim odama gelmişti bile.Elimi yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi yerleştirmeye başladım.Böyle bir evde kıyafetlerimin hizmetçiler tarafından yerleştirilmesini bekliyordum.Aslında onlara hizmetçi demek istemiyordum.En yakın zamanda adlarını öğrenip öyle hitap etmem gerekiyordu.Bunu aklımın bir yerine not ederken kapım çalındı. ''Girebilirsiniz.'' dedikten sonra Aysel Hanım kafasını kapıdan uzatıp ''Ah Toprak'cığım kıyafetlerini mi yerleştiriyordun?Aslı'ya onları yerleştirmesini söyleyecektim ama belki kendin bir düzen kurmak istersin diye sana bıraktım istersen çağırabilirim sana yardım etmeleri için?'' Bu kadın gerçekten fazla düşünceliydi.Benim bile aklıma gelmemişti kendi düzenimi kurmak isteyeceğim.Bu evi benimsememi gerçekten çok istiyorlardı.Peki bu onların gerçek yüzü müydü? Gerçekten bu kadar iyi olabilirler miydi? Beni okutmak karşılığında babamdan bir şey istemişler miydi acaba? Kafamda ki soruları daha sonra düşünmek için itelediğimde Aysel Hanıma gülümseyerek ''Çok kibarsınız Aysel Hanım teşekkür ederim yardıma ihtiyacım yok.'' dedim. ''Sanırım seninle anlaşmamız gereken bir konu var.Bana hanım değil de teyze demene istiyorum tabii Kemal'e de aynı şekilde.Aramızda resmiyet olmasın lütfen.'' diyen Aysel Hanıma şaşkınlıkla baktım.Buna mı dikkat etmişti yani?Afallayarak yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirdim ve ''Tabii..Aysel teyze.'' dedim. Aysel teyze gülümseyerek ''İşte şimdi oldu.Bu arada yemek birazdan hazır olur.Seni aşağıda bekliyoruz.'' dedi ve odadan çıktı.Bende eşyalarımı yerleştirdim ve aşağı indim.Herkes masaya oturmuş beni bekliyordu. ''Merhaba Toprak'' diye söze girdi Kemal amca. ''Merhaba Kemal amca.'' diyerek karşılık verdim ve masaya oturdum.Yemekler gelmeye başladığında hepsinin en sevdiğim yemekler olduğunu farkettim.Aysel teyzenin bunları annemden öğrendiğini kendime hatırlatarak yemek yemeye başladım.Hiç kimse konuşmuyordu bende sessizliği bozmadım.Aral yemek yerken bile bana sinirle bakıyordu.Ona aldırış etmedim ve ''Size afiyet olsun.'' diyerek masadan kalktım. ''Toprak'cığım bu akşam misafirlerimiz var çok yakın bir aile dostumuz seninle tanışmak istiyor.Bize katılmanı çok isterim.'' dedi Aysel teyze.Kibarlıktan kırılacak kadın.Ama farkettim ki sadece bana bu kadar çok kibar davranıyor,üstüme titriyor.Onu kırmamak için başımı olumlu anlamda salladım.Elimden geldiğince az konuşuyordum bu, buzdan duvarlarımı örmem için daha kolay olacaktı.İçimi kimseye açmamak,hissettiklerimi kimseye söylememek beni soyutlaştıracak diye düşünürüm hep.Bu yüzden de çok arkadaşım yok.Odama çıkmak için merdivenlerden çıkmayı tercih ettim.Ve yemek masasından gelen seslere şahit oldum. ''Şu kıza bu kadar iyi davranmayı keser misin anne?'' diyerek söze başladı Aral. ''Nesini seviyorsun onun? Gözleri bile soğuk,üzgün bakıyor.Senin gibi neşeli bir kadının bu kızla anlaşması imkansız.'' ''Bak oğlum o evimize daha yeni geldi.Alışmasını sağlamamız lazım.Sende ona iyi davranırsan sevinirim.Benim sizin olduğu kadar onun sevgisine de ihtiyacım var.'' Onları dinlemenin ayıp olduğunu kendime hatırlatarak odama çıktım.Aysel teyzenin benim sevgime mi ihtiyacı var? Beni tanımıyorken nasıl sevgimi bilebilir ki? Nasıl sevebilir beni? Buraya geldiğimden beri çok fazla düşündüğümü hatırlayıp üzerimi değiştirmeye karar verdim.Rahat giyinmeye alışıktım bana kalsa bir tayt ve bol bir tişört giyip aşağı inerdim.Ama burası benim evim değildi ve bu insanlarla ilk defa tanışacaktım.O yüzden daha şık bir şeyler giyinmeye karar verdim.Çiçekli şirin bir elbise alıp giyindim.Simsiyah uzun saçlarımı sol omzumdan aşağı saldım ve aşağı indim.Makyaj falan yapmayacaktım tabii ki.Makyaj yapmaktan anlamazdım da zaten üstelik makyaj malzemem bile yoktu. Ki olsa bile alacağım tek şey rimel olurdu ama kirpiklerim kendiliğinden uzun ve kıvrımlı olduğu için ona da gerek duymuyordum.Annem küçükken hep erkek gibi olduğumu söylerdi.Sokağa atletle çıkarmışım mesela.Saçlarım kısacıkmış.O halimi hatırlayıp kendi kendime gülmeye başladım. ''Kendi kendine gülene deli derler küçük kız.'' diyerek önümde duran Aral'ın gözlerinin içine baktım ''Kendi kendine gülmek delilik değil,özgürlüktür çocuk.'' diyerek sağ tarafından geçip asansöre doğru ilerleyecektim ki sol bileğimden tutulup çekildim.Aral gözlerini gözlerime sabitleyerek ''Ben bu evdeyken özgür de deli de olamazsın küçük kız.'' dedi.Sinirle gözlerinin içine bakmaya devam ettim.Gerçekten anlaşılması zor bir çocuktu.Yaptığım şeylerden ona hesap verecek değildim.Onu umursamayarak asansöre bindim.Kapı kapanır kapanmaz elerimi yüzüme götürdüm.Arada böyle deli cesaretim tutuyor ve insanların gözlerinin içine bakarak konuşuyorum.Ve sonunda da yüzüm böyle kızarıyor.Kızarıklığın geçmesini umarak asansörden çıktım.Çok güzel olduğumu söyleyen Aysel teyze ve Kemal amcaya yapmacık bir tebessüm yolladım.Güzel olmadığımı biliyordum.Güzel olduğumu söylediklerinde hemen inanacak kadar saf değildim.Kendimi kandırmaktan nefret ederim.Kapı çaldığında adının Aslı olduğunu tahmin ettiğim sarışın kız kapıyı açtı.İçeri gülümseyerek bir adam ve bir kadın girdi.Arkalarında da bir çocuk ve bir kız.Kız gerçekten güzeldi.Kumral bir teni vardı.Saçları doğaldı.Ve neredeyse hiç giymemiş denecek kadar kısa giyinmişti.Ben böyle giyinsem babam beni evden dışarı çıkarmazdı heralde.İçimden babamı düşünmeyeceğim diyerek bana doğru gelen kadına elimi uzattım. ''Merhaba,hoşgeldiniz ben Toprak.'' kadın gülümseyerek ''Merhaba Toprak ben de Gülşah.Tanıştığıma memnun oldum,bundan sonra sık sık görüşeceğiz zaten.'' dedi.Aynı şekilde diğerleriyle de tanıştım.Kendine güvenen,zengin olduğunu her haliyle belli eden adam Gülşah Hanımın kocası Recep Bey'di.Güzel bulduğum kumral kız,Gülşah ve Recep Bey'in kızı Azra'ydı.Tatlı ve sevecen bir kızdı.Bana Aral gibi soğuk davranmamıştı.İyi bir arkadaş olabilirdik.Sahra dışında pek fazla arkadaşım yoktu.Sadece merhabalaşırdık diğerleriyle.Buraya geldiğimden beri hiç konuşmamıştık Sahrayla.Buraya alışmamı bekliyordu sanırım zaten sonra bütün detayları en ince ayrıntısına kadar öğrenirdi.Benim aksime çok neşeli bir kızdı.Bense sadece onun yanında neşeli olabiliyordum.Tanıştığım yeni aileden herkes bana sıcak davranmıştı.Sadece biri hariç.Adını bilmediğim çocuk yüzüme bakmamıştı.Eminim ki varlığımdan bile haberi yoktu.Misafirlerin yanında telefonla uğraşmam ayıp olur diye telefonu masanın üstüne bıraktım.Aysel teyze istersek Azra'yla odama çıkabileceğimi söyledi.Açıkçası bunun için can atıyordum.Odama çıktığımızda Azra odamı çok beğendiğini söyedi.Bense sessiz kalıp yatağın yanındaki koltuğa oturmayı tercih ettim. ''Buraya nasıl geldin anlatasana biraz.Birbirimizi tanımamız lazım değil mi?'' Aslında buzdan duvarlar kuralına göre anlatmamam gerekiyordu ama çok şeyi içimde biriktirmiştim ve Sahra'yla da konuşamıyordum.Birine anlatmak iyi gelir düşüncesiyle ona bütün her şeyi anlattım.Yine de ne hissetiğimi söylemedim ama. ''Bak Toprak seni anladığımı söyleyemem.'' dedi.En azından açık sözlü bir kızdı. ''Ama şuna emin olabilirsin ki Aysel teyze ve Kemal amca çok iyi insanlar.Seni kendi kızları gibi gördüklerine eminim.Sana şuan kötü davranıyor bile olsa Aral'da çok iyi bir çocuktur.Onun huyu böyle yeni tanıştığı insanlara karşı hep soğuk olur.'' dediklerine cevap vermeyerek başımı aşağı yukarı salladım ve ''Ee şimdi de sen anlat senin hayatın nasıl?'' dedim.Anlattıklarına göre bir sevgilisi vardı.8 aydır birliktelerdi hatta beni de sevgilisiyle tanıştırmak istediğini söyledi.Fazla samimi bir kızdı.Ne kadar uzak durup buzdan duvarların arkasına saklanmam gerekse de kuralı bozup tanışabileceğimi söyledim.Erkek arkadaşını ailesiyle de tanıştırmak istediğini ve bundan korktuğunu söyledi. ''Neden korkuyorsun ki? Annenle baban çok anlayışlı birine benziyor.'' dedim. ''Sorun annemle babam değil zaten.Abim.O çok soğuk biri.Aynı Aral gibi zaten bu yüzden de ikisi çok iyi anlaşırlar.Yeni biriyle tanışmayı asla sevmez abim.Tanışsa bile kendinden nefret ettirecek şekilde soğuk davranır.Levent'e kötü davranmasından korkuyorum.'' dedi.Demek bu yüzdendi benim yüzüme bakmayışı.Kendi bilir diye içimden geçirdim.Onunla tanışmak gibi bir amacımda yoktu zaten.Hatta bende onun gibi davranabilsem çok iyi olurdu.Azra'ya dönüp ''Zor bir abin var.Bence bu durumu ilk önce annenlerle konuşmalısın onlar abini yumuşatır.'' dedim Azra hiç bir şey demeden umutsuzca kafasını salladı.Bir an telefonumun yanımda olmadığını farkettim.Aşağıda unuttuğumu farkedince Azra'ya telefonumu alıp geleceğimi söyledim.Odadan çıkıp merdivenlere doğru yürüken, bir insan neden yeni insanlarla tanışmak istemez ki diye düşündüm.Dalgın dalgın yürüken uzun koridorda birine çarptım.Çarptığım kişi o çocuktu.Azra'nın abisi.Elimi birden çocuğun çıplak göğsünde buldum.Hadi ama elimin orda ne işi vardı? Ve daha önemlisi bu çocuk neden yarı çıplak halde geziyordu bu evde?
Bạn đang đọc truyện trên: LoveTruyen.Me